Öğrencilerin birçoğunda ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ vardır. Buna şu örneği verebiliriz: Çevresinden, arkadaşlarından devamlı olarak matematik dersinin zor olduğunu duyan öğrenci, bu derse önyargıyla yaklaşır. Girdiği matematik sınavından da zayıf alırsa şunu söylüyor: ‘Ne yaparsam yapayım matematikten başarılı olamayacağım.’ Bundan sonra da matematik sınavlarına hiç çalışmıyor ve hep zayıf alarak bu düşüncesini iyice pekiştiriyor. ‘Öğrenilmiş çaresizlik’ ile ilgili şu hikâye meşhurdur: Köpekbalığını ortadan cam bölme ile ayrılma büyük bir akvaryuma koyarlar. Diğer tarafa da küçük balıklar koyarları Acıkan köpekbalığı, küçük balıkları yemek için her hamle yapışında burnu cama çarpar. Bunu yüzlerce kez yapınca, artık hiç hareket etmez olur. Bu arada camı kaldırırlar, öbür taraftaki balıklar köpekbalığının önü
Koca halatları, kendirleri bir inceleyin. Yüzlerce ton ağırlığındaki mermerleri çok büyük vinçlerin kancalarına bir halat bağlayarak o ağırlığı kaldırıyorlar. Dikkatlice baktığımızda o halatın binlerce incecik liften oluştuğunu görürüz. Bunlar 10 gramı taşımayacak kadar ince olmalarına rağmen, birleşerek dev ağırlıkları kaldırabiliyor. Bizler de saniyelerimizi değerlendirerek bir tane fazla test çözmeye, bir kelimeyi öğrenmeye çalışmalıyız ki, yarın o ağırlıkları kaldırabilelim. Yoksa halatı kalın olanlar, istedikleri fakülteyi kaldırır götürürler, biz de geriden nal toplarız. Haydi bir test daha çözüp, bir lif daha atarak yarın meydana çıktığımızda kazanacağımızdan çözüm olalım. Çalışkan bir öğrencimi sınavı kazandıktan sonra gördüm.
- Sen sınıfta ders anlatmak için ayağa kalktığında heyecanlanıyor' dun, sınavda da heyecanlandın mı? diye sordum.
- Hayır hocam, kend